Montessori Eğitimi’nde amaç çocuğun dokunarak, hissederek somut olarak öğrenmesini hedefler. Klasik eğitimdeki ezberlenerek unutulan eğitim sisteminin tam tersidir.
Bu görüş çocuğun iyi hazırlanmış, destekleyici öğrenme alanıyla beraber öğrenmeyi içselleştireceğini savunmaktadır. İnsan ruhuna ve çocuğun gelişimine fiziksel, sosyal, duyuşsal, bilişsel yönlerden değer veren bir yaklaşımdır.
Montessori eğitiminde öğretmen, çocuk ve çevre öğrenme üçgeni oluşturmaktadır. Sınıf öğretmen tarafından bağımsızlığı, limitlerle beraber özgürlüğü teşvik eden, bir düzen duygusuyla oluşturulur. Çevre çocuğun bireysel seçimleriyle beraber gelişmesini desteklemekte ve öğrenen ise öğretmen ile destek ve rehberlik yoluyla etkileşime geçmektedir.
Montessori Eğitimi
Montessori Metodu Eğitimi Dr. Maria Montessori tarafından geliştirilmiştir, çocukların doğumundan gençlik dönemine kadar olan sürecinin bilimsel gözlemlerle araştırılıp elde edilen veriler üzerine oluşturulmuş öğrenci merkezli eğitimdir.
Dr. Montessori’nin Metodu dünya çapında farklı kültürler üzerinde test edilmiş ve başarılı olduğu görülmüştür.
. Bu görüş çocuğun iyi hazırlanmış, destekleyici öğrenme alanıyla beraber öğrenmeyi içselleştireceğini savunmaktadır. İnsan ruhuna ve çocuğun gelişimine fiziksel, sosyal, duyuşsal, bilişsel yönlerden değer veren bir yaklaşımdır.
Montessori eğitiminde öğretmen, çocuk ve çevre öğrenme üçgeni oluşturmaktadır. Sınıf öğretmen tarafından bağımsızlığı, limitlerle beraber özgürlüğü teşvik eden, bir düzen duygusuyla oluşturulur. Çevre çocuğun bireysel seçimleriyle beraber gelişmesini desteklemekte ve öğrenen ise öğretmen ile destek ve rehberlik yoluyla etkileşime geçmektedir.
Farklı yaş grupları ise Montessori Metodu’nun temel taşlarındandır: yaşça küçük öğrenciler daha büyük yaştaki çocuklardan öğrenmektedirler, yaşça daha büyük öğrenciler küçük yaştaki öğrencilerin öğrenmesini daha önce öğrendikleri bilgilerle güçlendirmektedirler. Bu düzenleme aynı zamanda gerçek yaşamı da yansıtmaktadır ki orada bireyler bütün yaş ve konumdaki insanlarla çalışmakta ve sosyalleşmektedir.
Erken Çocukluk döneminde, Montessori öğrencileri duyuşsal-motor aktiviteleri yoluyla, onların bilişsel güçlerini deneyimler yoluyla geliştirecek materyallerle çalışırlar. Bu materyaller görme, duyma, test etme, koklama, dokunma ve hareket tecrübelerini desteklemektedir.
İlkokul yıllarında çocuk organize etmeye devam etmekte ve bunu Montessori öğrenme materyalleriyle ve somuttan soyuta giden disiplinler arası müfredatla sağlamaktadır. Bilgisini artırmaya gerçek yaşam tecrübelerine başvurarak başlar.
Bu bilginin organize edilmesi gerçekler ve şekillerle beraber gençlik dönemine hazırlamaktadır. Ki bu zamanda düşünce ve hisler eşitlik, özgürlük ve adalet gibi daha soyut, evrensel kavramları anlamaya doğru ilerlemektedir.
Montessori Metodunun Yararları
Montessori eğitimi temelde kişiliğin oluşumu üzerinde durmaktadır.
Maria Montessori bunu açıkça şu şekilde ifade etmektedir: “Eğitimde metot değil, insan kişiliği göz önüne alınmalıdır.”
- Çocuk, özeldir, tektir.
- Kendine has bir varlıktır.
- Çocuk etrafındaki maddesel dünyayı absorbe eder, gelecekte yetiştireceği kişi modelini biçimlendirir.
- “Çocuk, insanların mimarıdır.” Bu mimarlar farkında olmadan içlerindeki inşa planına uyarak kendi ritimleri doğrultusunda kendilerini geliştirmeye çalışırlar.
- Bu gelişime yetişkinler etki edemezler çünkü onlar inşa planını bilmemektedirler. Ancak, bir yetişkinin zamansız müdahalesi ya bu inşa planını tahrip edebilir ya da yanlış bir yöne yönlendirebilir.
- Montessori Eğitiminin temel taşlarından birisi hazırlanmış çevredir. Çocuklar hazırlanmış çevredeki Montessori materyallerinden, bireysel ilgi ve eğilimine göre bağımsız olarak seçim yaparlar.
- Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde çalışırlar.
- Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkânı sunulur. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.
- Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir. Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.